Ne dersiniz
zihnimizde kategorilere ayırıp, etiketlediğimiz önyargıları değiştirmek belki o
kadar da zor değildir…. Steve Cohen den bakış açımızı değiştirmek üzerine ;
Önemli bir
toplantıda cep telefonuyla bağıra bağıra konuşan bir kişi garibinize gidiyorsa,
paradigmanızı değiştirmeden onu değerlendirdiğiniz için, siz yanılıyorsunuzdur.
Örneğin trende giderken, bir baba, 3 evladıyla oturup, sürekli ağlayan
çocuklarına hiç "susun!" demeden yolculuğa devam ettiğinde; siz ona
‘ne gamsız adam!!!’ diyebilirsiniz. Ama sorsanız, onlar hastaneden
geliyorlardır; bir saat önce çocukların anneleri ölmüştür ve eve dönüyorlardır.
Prof.
Covey’in konuşmasını dinlemeye gelen annesi, arka sırada oturan 2 kişinin
toplantı boyunca sürekli konuştuklarını görerek, çok öfkelenmiş ve oğlumu
küçümsüyorlar diyerek çok üzülmüş. Yemek molasında oğluna; şunların kafasına
çantamı indiresim geliyor, demiş. Oğlu, anne "o adam Finlandiyalı, burada
simültane tercüme yok, mecburen tercümanı yanına oturttuk", demiş.
Havaalanında
aktarma yapmak isteyen yaşlı bir hanım, uçağının 2 saat gecikmeli olduğunu
öğrenince, dergiler ve bir kutu kurabiye alarak bekleme salonuna geçmiş.
Yanındaki sehpaya da dergileri ve kurabiye kutusunu bırakarak, okumaya dalmış.
Bir ara bakmış ki, yanındaki koltuğu oturan bir adam, sehpadaki kurabiye
paketini açıyor ve de yemeye başlıyor. Kurabiyelerin kendisine ait olduğunu
hissettirmek isteyen kadın, adama dik dik bakmış. Hatta, canı o an istemediği
halde, kutudan bir kurabiyeyi ağzına atmış. "Her halde kurabiyelerin
sahibinin kim olduğunu artık anlamıştır" diye düşünürken, adam bir tane
daha ağzına atmaz mı? Hemen kadın da bir tane daha atmış ve bir yarışmadır başlamış,
adam bir tane, kadın bir tane. Sonuçta kutuda tek kurabiye kalmış, adam onu
hızlıca kaparak ortadan bölmüş, gülerek kadına ikram etmiş. O sırada, kadının
uçağının alana indiği anonsu duyulmuş ve işlemler için kadın bankoya gitmiş.
Pasaportunu çıkartmak için çantasını açtığında, bir de ne görsün? Kendi
kurabiye paketi, hiç açılmamış olarak çantasında durmuyor mu?!! Meğer, adamın
kurabiyesini yiyormuş…
Başkalarının
düşünce ve davranışları hakkında hüküm verirken, elimizdeki veriler çoğu zaman
yeterli olmuyor. Davranışların nedenini bilmeden çok yanlış yargılara
varabiliyoruz.
Covey bu
örnekleri; aynı 'bilgi'ye farklı bir bakış, bizim davranışlarımızı belirler,
diye özetliyor. Buradan yola çıkarak çözemediğimiz sorunlar için, paradigma
(zihin haritası) değiştirmenin gereğini vurguluyor.
Einstein'in
bir sözünü anımsatıyor: Karşılaştığınız sorunları, o sorunları yarattığınız
düşünce düzleminde kalarak çözemezsiniz. Çoğumuzun zaman zaman yaptığı gibi,
"sorunların içinde kaybolmak" yerine, paradigma değiştirmeyi başarıp,
sorunlara farklı biçimde yaklaşabilenler, o sorunu aşma şansını da
yakalıyorlar. Zaten sorunlarımızı dostlarımızla paylaşmamızın nedenlerinden
biri de, farklı bir bakışın, bize farklı davranabilme kapısı aralama ihtimali
değil midir?
Çözümsüz
gibi gördüğünüz sorunlar konusunda paradigma değiştirmenin önemi vardır.
Aslında hayatımızı, başarımızı, mutluluğumuzu belirleyen bizim kendi davranışlarımızdır.
Başımıza gelen her şeyle, onlara verdiğimiz "tepki ve yanıt" arasında
geniş bir hareket alanı vardır...
Stephen R.Covey
Düşündürten ve sorgulatan bir yazı olmuş, teşekkür ederim.
YanıtlaSil