.

28 Ekim 2013 Pazartesi

Uyum Meselesi : Bir Oryantasyon Kazası




Zorlu bir iş müracaat  ve mülakat sonrasında beklenen sona geldiniz ve işe kabul edildiniz.
Hem işveren ve hem de  siz bu maratonda epey bir zaman harcadınız. Artık siz içiniz rahat işbaşı yapacaksınız,  işveren de boş pozisyonunu  doldurmuş olmanın rahatlığında. İşbaşı evraklarınız hazır ve işbaşı yapacağınız tarihi bekliyorsunuz.

İşyerinize gideceğiniz tarih belirlenir ve yeni şirketinize gidersiniz  orada bu yolculukta size kim refakat edecek yönlendirilmesi yapılır  ve emanet edilirsiniz.Sizinle mülakat yapan Danışmanlık firması,  İnsan Kaynakları departmanı ya da bu konuda yetkilendirilmiş kişi sizinle bu pozisyon için neler gerektiğine ilişkin kriterleri, organizasyondaki yeriniz, ücretiniz hepsinde mutabık kalınmıştır. Artık içiniz rahat herşey konuşulmuş ve  herşey sizin için de uygun olarak gönül rahatlığı içinde işbaşı alacaksınız. Artık işbaşı  oryantasyon programınız başlayabilir.
Peki oryantasyon nedir önce bir hatırlayalım;
Oryantasyon, dilimize Fransızcadan gelme bir sözcük olup,  yönelme; çevre şartlarına uydurma veya uyma, alışma; yeni bir çevreye alıştırma programı, anlamına gelmektedir. Türkçe karşılığı olarak uyum sağlama demek daha doğru olacaktır.

Neyse ki  emanet edildiğiniz kişi size şirketi tanıtıyor, yapacağınız işler anlatılıyor. Bir de bakıyorsunuz ki durum hiçte iş görüşmesindeki gibi değil. Organizasyonda bağlı olacağınız mevkii farklılaşmış, yapacağınız iş size anlatıldığı hatta müracaat ettiğiniz ilandaki gibi herhangi bir uzmanlık gerektirmiyor oldukça sıradan, ne gerek varmış  böyle bir kadro olmasa da olurmuş,  hep söylenir yapılmazmış,  zaten şirket çalışılacak gibi değil herkes ve herşey şikayet unsuru.

Şirketlerin iş  ilanlarında başka şirketlerin iş ilanlarından etkilenerek, katalogdan beğenir gibi ilan vermeleri, iş görüşmesinde de işi yine bu ilanlara bakarak pozisyondan beklenen işi olduğundan farklı anlatmaları hem kendi zamanlarını ve hem de iş talep edenlerin zamanlarını alan bir unsur. Gerçekte ne aradığımızı belirlemezsek hiçbir zaman hiçbirşey bulamayacağımız açık.

İkincisi de ister büyük ister orta ölçekli şirket olsun yeni başlayan çalışanların,  işinden ve şirketinden  memnun olmayan, negatif, mutsuz çalışanların  yanında oryantasyon programını geçirmemesi gerekliliği. İşinde mutlu olmayan çalışanların salgın gibi bunu tüm şirkete yayabilecekleri gerçeğini gözden geçirmek gerekli.Bu salgına yakalanmamak adına şirketlerde çalışan motivasyonuna ilişkin önlemlerin alınması da ayrı bir çalışma gerektiren durum tabii ki. Oryantasyon programları hazırlanırken doğru kişilerle bu programın yapılması yeni başlayan çalışanların şirkete kazandırılması açısından çok önemli. Tabii bu arada işveren markasını da unutmamak gerekli.

Oryantasyonun Türkçe karşılığı olarak “uyum sağlama” demiştik, şirket çalışanları mutsuz, memnuniyetsiz yeni başlayanda mutsuz, memnuniyetsiz  olsun ki uyum olsun derseniz o da ayrı bir konu,  bu düşünceyle doğru yoldasınız…



Haftanın Dipnotu : İşverenlerin iş sağlığı ve güvenliği yükümlülükleri

İşverenin, İş Sağlığı ve İş Güvenliği hizmetlerini yürütmek üzere işyerinden personel görevlendirmek veya OSGB’lerden ya da yetkilendirilmiş toplum sağlığı merkezlerinden hizmet almak suretiyle bu konudaki yetkilerini devretse de,  bu hizmetlere ilişkin yükümlülükleri devam eder.

23 Ekim 2013 Çarşamba

Anonim Şirketler Halkın Şirketidir !



Peryön Ege Bölgesinin 20-21 Eylül 2013 tarihlerinde düzenlediği 10.Ege İnsan Yönetimi Zirvesi’nde konuşmacı olarak katılan Kurum İtibarı Danışmanı Salim Kadıbeşegil in “Patronlar şirketleri babalarının malı sanıyorlar,  A.Ş.ler halkın şirketidir” sözü beni bu yazıyı yazmak üzere itti diyebilirim.

Yıllardır iş hayatının içerisinde olan bir kişi olarak hep şunları duyarım :

Kurumsal şirketlerde çalışanlar,  Patron şirketlerinde çalışmanın daha kolay olduğunu, şirketlerde sahte patronlara işlerine gelmeyen konuları anlatmanın zor olduğunu,  bazen çalışanların  “sahte patron” olarak tanımladığı şirket üst düzey profesyonel yöneticilerinin  şirkete yönelik menfaatte değil, kişisel menfaatlerine ve işlerine geldiğince karar alabildiğinden, eleştirildiklerinde de tabiriyle “iplerinin çekildiğinden”  yakınır dururlar.
Dolayısı ile işini hakkıyla, etik değerlerden sapmadan  yapan bir çalışan sahte patrondan daha "patron" olduğu için ipi çekiliverir. İşte tam da bu noktada sesler hızla şöyle yükselmeye başlar "gerçek patron olsa böyle mi olur ",  ya da   "babasının malı olsa böyle mi yönetir?"

Patron şirketlerinde çalışanlarsa  patronun kaprisinden sıkıldıklarını, “patronun iki dudağının arasında olduklarını”  patronu değişime ikna etmenin  ve harcama yaptırmanın zorluğundan yakınarak, Kurumsal Şirketlerde çalışmanın daha kolay olduğunu savunurlar.

Bu,  Kurumsal şirketlerde çalışmak mı yoksa Patron şirketlerinde çalışmak mı tartışmaları bir yana,
Kurumsal şirketlerde çalışanların “başımızda  patron yok, gerçek patron olsa böyle mi olur” söylemlerine cevap demek ki   “Patron Halk”

Aslında bu düşünceyi daha derinleştirdiğimizde; Türkiye nin istihdama, istihdam için yeni açılacak şirketlere, varolan şirketlerin büyümesine, iyi yönetilmesine kendi kendimize iç piyasada mal satmaktan öte dış piyasaya mal satmaya ihtiyacımız olduğunu biliyoruz ki, bunu bilebilmek için ekonomist olmamıza gerek yok.

Bu düşünce ile ister patron şirketi ister Anonim Şirket  olsun bu ülkenin hem maddi  kaynaklarının ve hem de İnsan Kaynağının iyi yönetilmesi gerekliliği ülkemiz için bir sorumluluktur.

Sonuç olarak bu şirketlerin ülkemizin malı  olduğunu unutmadan geleceğimiz olarak  görmek  ve yönetmek kültürel bilinç olmalıdır.




   

Gündem : Önümüzdeki 3 yıl Türkiye’nin geleceğini belirleyecek

Yüzyılımızın iletişim araçlarından  biri ve çok da etkili olan  Twitter.

Peryön,  bu yıl gerçekleşecek olan 21.Peryön İnsan Yönetimi Kongresi konuşmacılarını  belirli
günlerde twitter üzerinden buluşturdu. Bu sohbetlerden biri de Konda Araştırma Genel Müdürü Bekir Ağırdır ile  olan. Twitter  üzerinden gelen soru ve cevaplar öylesine ülkemiz coğrafyasını ve iş dünyasını özetliyor ki. Ben buna Sosyal Medyanın özgür cesareti tanımlamasını yaparım…

5-6 Kasım 2013’te düzenlenecek PERYÖN 21. İnsan Yönetimi Kongresi öncesi Twitter’da #peryonkongre etiketiyle düzenlenen sohbet programında @PERYONMERKEZ takipçileri Konda Araştırma Genel Müdürü Bekir Ağırdır’ı soru yağmuruna tuttu. Ağırdır kongrede “Toplumumuzu tanıyor muyuz” başlıklı bir konuşma yapacak. Ağırdır, Twitter’da takipçilerle yaptığı sohbette şöyle konuştu: “Türkiye 2023’te Avrupa'nın taşrası, üreticisi, bahçıvanı da olabilir, düşünme, üretme, yaratma özgürlüğü gelişmiş dünyanın mühendisi, tasarımcısı demokrat ve özgür bir ülke de. Hangisi olacağımızı önümüzdeki üç yıl belirleyecek.”
Türkiye İnsan Yönetimi Derneği (PERYÖN) tarafından düzenlenen İnsan Yönetimi Kongresi’nin 21’incisi bu yıl 5-6 Kasım’da Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenleniyor. PERYÖN 21. İnsan Yönetimi Kongresi etkinlikleri kapsamında bu yıl ilk kez yapılan bir uygulamayla konuşmacılar İnsan Kaynakları profesyonelleriyle kongreden önce Twitter’da buluştu. 15 Eylül’de PERYÖN Twitter hesabı @PERYONMERKEZ’den başlayan program çerçevesinde #peryonkongre etiketiyle yapılan sohbetler takipçiler tarafından ilgiyle takip edildi. 19 Eylül’de sohbet programına katılan Konda Araştırma Genel Müdürü Bekir Ağırdır İK profesyonellerinin sorularını yanıtladı. Ağırdır kongrede 6 Kasım Çarşamba günü “Toplumumuzu tanıyor muyuz” başlıklı bir konuşma yapacak.
Twitter takipçileri, “toplumsal dinamikleri doğru okuma” uzmanı Ağırdır’ı soru yağmuruna tuttular. İşte en çarpıcı sorular ve Ağırdır’ın yanıtları…
Habibe Akşit @hbbakst: 2023’te Türk toplumunun genel eğilimleri hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Bekir Ağırdır ‏@BekirAgirdir: Bugünün hayat ritmi içinde "şu olacak" diyemeyiz ama bazı senaryolar konuşabiliriz. Birinci senaryo Avrupa'nın taşrası, üreticisi, bahçıvanı bir ülke, ama demokrasisi eksik. İkinci senaryo düşünme, üretme, yaratma özgürlüğü gelişmiş dünyanın mühendisi, tasarımcısı demokrat ve özgür bir ülke. Hangisi olacağımızı önümüzdeki üç yıl belirleyecek.
“Sonuçların doğruluğu, performanstan anlaşılabilir”
İpek Aral Kişioğlu @ipekaralk: Bir araştırma şirketinin sağlıklı sonuçlar verdiği hangi kriterler üzerinden anlaşılır?
@BekirAgirdir: Kamuoyundaki ve müşterilerdeki itibarı diyebilirim. Yoksa mesele doğru veya yanlış rakamdan ibaret değil. Araştırmanın sonuçlarını şirket veya parti kısa sürede kendi performansından anlamış oluyor zaten.
@ipekaralk: Size sınırsız bir bütçe ve kaynak verilse ne üzerine bir araştırma yapmak isterdiniz?
@BekirAgirdir:Hani ilkokulda hepimize ezberletilen biz şöyleyiz, böyleyiz türü ulvi şeyler var ya, mesela misafirperverlik, kahramanlık gibi,onlar gerçekten öyle mi?Zaten her ay bu tür bir araştırma yapıyoruz ama zaman ve kaynak yetmiyor. Bu ayki araştırma konusu bu topraklardaki ahali "gelecek deyince ne anlıyor" idi.
@ipekaralk: Bir araştırma şirketinde saha ekibi çok önemli diye düşünüyorum. Nasıl seçiyorsunuz, nasıl yetiştiriyorsunuz?
@BekirAgirdir: İlke olarak aracı şirket kullanmıyoruz. Tüm network doğrudan bizim seçimimiz ve bize bağlı çalışıyor. Hanelerde ve yüz yüze görüşme dışında yöntem kullanmıyoruz, kontrol ekipleri de doğrudan bizim.
“Kamu otoritesi bazı şeyleri bilmiyor gibi yapmayı tercih eder”
Alper Yılmaz @av_alperyilmaz: Siyasetin gündemimizde bu kadar yer tutmayacağı günleri görür müyüz sizce?
@BekirAgirdir: Uzun süre hayır, bu denli kutuplaşma varken ve her sorunun çözümü siyasetten geçiyorken olanaksız.
@ipekaralk: Bugüne kadar "amma iş çıkarmışlar" diyerek büyük beğeni ile baktığınız bir araştırma oldu mu? Yerli ya da yabancı.
@BekirAgirdir: Evet bazı ABD üniversitelerinde ve özellikle gençlik üzerine yapılanlar var ama biz YÖK'ü ikna edemedik.
@ipekaralk: Neden ikna olmadılar sizce?
@BekirAgirdir: Bizim ülke kamu otoritesi bazı şeyleri bilmek istemez, bilmiyor gibi yapmayı tercih eder.
@_ozan_cetin: Son dönemde, Gezi olayları özelinde değil, genel olarak şiddetin arttığını düşünüyorum. Bu aile içi şiddet, kadına yönelik şiddet, sözsel şiddet, kişilerin birbirlerine yaptıkları şiddet...Kişileri bu kadar şiddete yönelten nedenleri merak ediyorum!
@BekirAgirdir:Haklısınız bir yandan kutuplaşma çeşitleniyor ve derinleşiyor öte yandan duygusal köpürmeye yol açıyor. Şiddet, sorunlarla başedemedikçe, hayatın dayattığı yeni rollere alışamadıkça ya da reddettikçe sorunlarla başetme aracı.
“Gençlik hareketi sürecek”
Kenan Dursun @kenanndursun: ODTÜ'de de devam eden gençlik hareketi önümüzdeki aylarda azalacak mı, artacak mı?
@BekirAgirdir:Herkes bu olayları varolan gerilimlerden okuyor. Bence olanlar yeni hayatın, yeni insanlarına dair. Sürecek.
@kenanndursun: Cevabınızla çok umutlandım :)
@BekirAgirdir:Umutlanmak için çok neden var inanın, yeter ki bu toplumun aklına, duygusuna, ihtiyaçlarına, taleplerine güvenelim.
“Toplumsal ve kültürel araştırmalara talep yok”
@ipekaralk: Uluslararası firmalar ürün/hizmet, pazar, vs. araştırmalarına büyük bütçeler ayırıyor. Türkiye'de durum nasıl?
@BekirAgirdir: Bizde de öyle ama toplumsal ve kültürel araştırmalara ise para ve talep yok.
@ipekaralk: Belki de Türkiye'nin kendi pazarlamasındaki "kimlik" eksikliği bu tip araştırmaların eksikliğinden kaynaklanıyor.
@BekirAgirdir: Evet tam da bu, hala kılıç kalkan ekibiyle tanıtım da bunun sonucu.
@ipekaralk: Tabanda kim olduğumuzu tarih içinde istatistikler üzerinden göremiyoruz. Veri yok ki bilgi olsun.
@BekirAgirdir:Bu ülkede bir Kürt meselesi var mesela KONDA dışında devlette bile Kürtlere dair veri ve araştırma yok.
@ipekaralk: Sizce bu durum meraksızlıktan mı, tembellikten mi? Yoksa özellikle mi böyle bir boşluk yaratılıyor?
@BekirAgirdir:Son söylediğiniz, cevabı bilmeyince kendi varsayımlarınızın doğruluğuna aşkınız artıyor...En kolay şey ezberlemek ve sonra ezberine aşık olmak, bizim kamu otoritesinin en iyi bildiği yöntemlerden biri.
Detaylı bilgi için www.peryon.org.tr adresini ziyaret edebilirsiniz.

Kaynak  :   Aydan Öz, Mineral Medya


Dünya devi sirketlerin liderleri, PERYÖN 21. Insan Yönetimi Kongresi’nde konusacak

Bu yıl bir ilke imza atarak İnsan Kaynakları alanında Blog yarışması düzenleyen Peryön’ün
5-6 Kasım 2013 tarihlerinde  İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenleyeceği
PERYÖN  21. İnsan Yönetimi Kongresi hem büyük ilgi  görek ve hem de  yankıları  çok olacak gibi…

Program  şöyle:

 (Peryön,  Basın Bülteni’nden)

Avrupa’nın kendi alanında en büyük kongresi olan PERYÖN 21. İnsan Yönetimi Kongresi bu yıl sektörlerinde dünya devi olan şirketlerin liderlerini profesyonellerle buluşturuyor. Management Center Europe, Linkedin, Towers Watson, PwC, Oracle ve Hay Group’un tepe yöneticileri 5-6 Kasım 2013’te İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirilecek kongrede, küresel deneyimlerini Türkiye iş dünyasına aktaracak. Kongre bu yılki zengin içeriğiyle katılımcı rekoru kırmaya da hazırlanıyor. Bir önceki yıla oranla kayıtlı katılımcı yüzde 20 artarken, bu yıl 3 bini aşkın profesyonelin kongreyi izlemesi bekleniyor.
Avrupa’nın kendi alanında en büyük kongresi olan PERYÖN 21. İnsan Yönetimi Kongresi, 5-6 Kasım 2013’te İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda sektörlerinde dünya devi olan şirketlerin liderlerini insan yönetimi profesyonelleriyle buluşturuyor. Management Center Europe, Linkedin, Towers Watson, PricewaterhouseCoopers (PwC), Oracle, Hay Group’un tepe yöneticileri yapacakları sunumlarla, küresel deneyimlerini Türkiye iş dünyasına aktaracak.
Management Center Europe Kıdemli Danışmanı Susan Armstrong, Linkedin Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Yönetim Müdürü Ariel Eckstein, Towers Watson Yetenek Yönetimi Bölümü Dünya Lideri Ravin Jesuthasan, PwC Uluslararası Hareketlilik Danışmanlık Lideri Eileen Mullaney, PwC Uluslararası Görevlendirme Hizmetleri Ortağı Carol A. Stubbings, Oracle EMEA İnsan Kaynakları Uygulamaları Direktörü Thomas Lohmann, Hay Group Doğu Avrupa, Güneydoğu Avrupa, Polonya ve Türkiye Genel Müdürü Sylvia De Voge, liderleri arasında yer aldıkları küresel şirketlerin vizyonlarını, pratiklerini ve kendilerinin bu süreçte üstlendikleri rolleri insan yönetimi profesyonelleri ile paylaşacak. 
Kongre, küresel liderlerin yanı sıra, her yıl olduğu gibi bu yıl da dünyaca ünlü yönetim otoritelerine ev sahipliği yapacak. Taming Tigers Group CEO’su Jim Lawless, St. Gallen Üniversitesi Liderlik ve İnsan Kaynakları Yönetimi Enstitüsü Müdürü Prof. Heike Bruch, yazar, konuşmacı ve eğitmen Douglas Miller, yazar Kevin Sheridan bu isimler arasında yer alıyor.  
Zengin içerik ile katılımcı rekoru kırılacak…
İnsan yönetimiyle ilgili gelişmelerin ve eğilimlerin mercek altına alınacağı PERYÖN 21. İnsan Yönetimi Kongresi, katılımcı, konuşmacı ve oturumcu sayısına göre Avrupa’nın en büyük kongresi olma niteliğini taşıyor. Kongre, 50’ye yakın oturumda, 3 bini aşkın profesyoneli ve 150’den fazla uzman konuşmacıyı bir araya getirecek. Kongre bu yılki zengin içeriğiyle katılımcı rekoru kırmaya da hazırlanıyor. Bir önceki yıla oranla kayıtlı katılımcı yüzde 20 artarken, bu yıl 3 bini aşkın profesyonelin kongreyi izlemesi bekleniyor. 

Kongrenin açılış konuşmasını Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin yapacak. Şahin konuşmasında “İş’te Eşitlik” başlığı altında Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşabilmesi için kadın istihdamının arttırılması konusunda yapılanları ve yapılacakları anlatacak. Kongrenin ikinci gününün açılış konuşmasını ise Tırsan Treyler Yönetimi Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu gerçekleştirecek.
Kongrenin diğer konuşmacıları arasında Araştırmacı Bekir Ağırdır, UNIDA Kurucu Ortağı Saide Kuzeyli, Eğitmen, Yazar Mehmet Auf, KAGİDER Başkanı Gülden Türktan,  TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Cansen Başaran Symes gibi isimler yer alıyor.
50’ye yakın oturum başlığı bulunuyor
21. İnsan Yönetimi Kongresi’nde 50’ye yakın oturum başlığı olacak. İş Sürekliliği ve Verimlilik, Kurumsal Dönüşüm ve Kamu İşletmelerinde Verimlilik, İşte Eşitlik: Kamu ve Özel Sektör Neler Yapıyor? İK’yı Ölç ve Yönet, Yeni Tip Çalışanlar Yeni İşyerleri: Duvarlar Nasıl Yıkılıyor?, İş Sağlığı ve Güvenliğinde ‘Yasak Savanlar’a Karşı Yaratıcı Uygulamalar, İşte Başarısızlık Neden İyidir? Yönetim Kurulu Üyeliğine Hazırlanırken Bilmeniz Gerekenler, Bugünün Sendikacılığı ile Hayat Nasıl Değişiyor? Plazalarda Yaratıcı İş Sağlığı ve Güvenliği Yaklaşımları, Bir İK’cıya Samimi Tavsiyeler ve İtiraflar, Nerede ve Kiminle Çalışmak İstediğinizi Sosyal Medya Nasıl Etkiler?, AB ile Uyumlu Ulusal Yeterlilik Sistemi, İK Profesyonellerinin Değerleri, Çağdaş Mobilite: 2020 ve Ötesi, Aileleri İş Hayatına Dahil Etmeli miyiz? Pozitif Ebeveynlik, Saha Satış Kadrolarını Yöneten Bilir, Çatışmaları Yönetmek kongrenin oturum başlıkları arasında yer alıyor.
Kongrenin akış yönetimi geçen yıllarda olduğu gibi yine gazeteci Fatih Türkmenoğlu tarafından gerçekleştirilecek.

Dünya liderleri ile saygın yönetim otoriteleri bir arada…

PERYÖN Genel Sekreteri Özlem Helvacı Kılıç, PERYÖN İnsan Yönetimi Kongresi’nin her yıl içerik ve konuşmacı zenginliği açısından büyüdüğünü ve bu yıl katılımcı rekoru kırılacağını söylüyor: “21. kongremiz özellikle sektöründe dünya lideri şirketlerin gösterdiği ilgi ve saygın yönetim otoritelerinin bir arada olması nedeniyle önceki yıllara oranla çok daha zengin bir içeriğe sahip. Bu zenginlik üyelerimizin ve Türkiye iş dünyasının kongremize olan ilgisini arttırdı. 21. İnsan Yönetimi Kongresi insan yönetimi ile ilgili dünyadaki son trendleri öğrenmek, bu konuda vizyonunu genişletmek, küresel deneyimleri ve pratikleri görmek isteyenler için bulunmaz bir ortam yaratacak.”
Başarılı ve ünlü isimler profesyonellerle buluşacak    (İsimler alfabetik sıralanmıştır)

•             Ahmet Besim Toker – Psikolojik Danışman/Eğitimci/STK Yöneticisi
•             Ahu Özyurt – Gazeteci, Yazar
•             Ali Mendillioğlu – Geri Dönüşüm İşçileri Derneği Başkanı
•             Ariel Eckstein – Linkedin Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Yönetim Müdürü
•             Arzu Aslan Kesimer – TAT Konserve San. Genel Müdürü
•             Aslı Üner Dizdar - Eczacıbaşı Baxter İK Direktörü
•             Av. Hakan Yıldırımoğlu – MESS Genel Sekreteri
•             Av. Mehmet Uçum – Serbest Avukat
•             Av. Naciye Uçar – İş Hukuku Enstitüsü Başkan Yardımcısı
•             Ayhan Tokgöz – İç Hastalıkları Uzmanı, Lokman Hekim Sağlık Vakfı Kurucu Genel Sekreteri
•             Aysun Sayın – Boyner Holding Kurumsal Sorumluluk ve Sürdürülebilirlik Müdürü
•             Bahadır Özen Şansal – Pfizer Türkiye, Kafkaslar ve Orta Asya İnsan Kaynakları Direktörü
•             Banu İşçi Sezen – Turkcell Akademi Bölüm Başkanı
•             Bekir Ağırdır – Konda Araştırma Genel Müdürü
•             Bilgehan Ergenekon -  P&G İK Direktörü
•             Cansen Başaran Symes – TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi
•             Carol A. Stubbings – İngiltere Uluslararası Görevlendirme Hizmetleri Genel Müdürü
•             Çetin Nuhoğlu – Tırsan Treyler A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan
•             Demet Uyar – Yönetici Koçu, Eğitmen, Yazar
•             Dilek Mete – Bilim İlaç İnsan Kaynakları Müdürü
•             Doç. Dr. Erdem Özdemir – Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi
•             Doç. Dr. Mine Afacan Fındıklı – Gelişim Üniversitesi Öğretim Üyesi
•             Doç. Dr. Şükrü Uğuz – Psikiyatr, Psikoterapist
•             Douglas Miller – Yazar, Konuşmacı, Eğitmen
•             Dr. Arzu Özyol – Çevre Mühendisi, Çevre ve Kadın Hakları Aktivisti
•             Dr. Çağlayan Bodur – Eğitmen, Danışman, Koç
•             Dr. Dalım Dündar – 3M Teknik Düzenlemeler ve Eğitim Uzmanı
•             Dr. Gülden Türktan – KAGİDER Başkanı
•             Dr. Hayri Baraçlı – Yönetici, Akademisyen, Yazar
•             Dr. Nafiz Turgut – Akfen Holding İnsan Kaynakları Müdürü
•             Dr. Özlen Doğan – Training Development Center Kurucusu
•             Dr. Rıza Kadılar – Pramex International Türkiye Temsilcisi
•             Eileen Mullaney – Küresel Mobilite Danışmanlığı Başkanı
•             Elif Duru Gönen – Kariyer Koçu, Danışman
•             Emil Güzeliş – Zen Pırlanta Yönetim Kurulu Başkanı
•             Esra Daver – Metro Cash & Carry İK Direktörü
•             Fatih Türkmenoğlu – CNN Türk Sunucusu, Yazar
•             Fatma Şahin – Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı
•             Fatmanur Erdoğan – Yazar, İletişim Danışmanı, IPPA
•             Firuzan Silahşör –  Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkan Yardımcısı
•             Işılay Okay – Boyner Büyük Mağazacılık İnsan Kaynakları Müdürü
•             İdil Türkmenoğlu – Boyner Holding İnsan Kaynakları ve Kurumsal İletişim Direktörü, Öğretim Üyesi, Yazar
•             İdil Ün Tınaz – HP Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü
•             İrem Önal – PepsiCo Türkiye Saha Satış İnsan Kaynakları Müdürü
•             Jim Lawless – Taming Tigers Group CEO’su
•             Kaan Böke – ERDEMİR İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı
•             Kevin Sheridan – Danışman, Yazar
•             Kıvılcım Kıran-Yemeksepeti İnsan Kaynakları Müdürü
•             Lami Yağcıoğulları – Bosch İnsan Kaynakları Ülke Direktörü
•             Levent Egemen Ercebeci – Back- Up - İnsan Kaynakları ve Destek Süreçler Koordinatörü
•             Levent Işıldak – Genel Müdür, GLC Grup ve TEGES
•             M. Sait Gözüm – Deloitte Türkiye CEO Danışmanı
•             Mehmet Auf – Eğitmen, Yazar
•             Melis Önce – Morhipo İnsan Kaynakları Müdürü
•             Melek Pulatkonak – Girişimci, Kuratör, TEDster
•             Meltem Kalender Öztürk – Turkcell Genel Müdür Yardımcısı / İnsan Kaynakları
•             Murat Ayaydın – METRO Cash&Carry İnsan Kaynakları Müdürü
•             Murat Karakaş – PwC İnsan Kaynakları Danışmanlığı / Kıdemli Müdür
•             Murat Yanıklar – Türk Ticaret.net- Kurucu Ortağı
•             Mustafa Paçal – Hak-İş Genel Sekreter Yardımcısı ve Öz Gıda-İş Sendikası Genel Başkan Yardımcısı
•             Necil Oyman – Teknosa Satış Genel Müdür Yardımcısı
•             Oğuz Erdoğan – DeFacto İnsan Kaynakları Direktörü
•             Özge Uzun – TV Program Sunucusu
•             Özlem Denizmen – Doğuş Holding Strateji Bölüm Başkanı, doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Üyesi
•             Özlem Gürses – Gazeteci, Anchorwoman
•             Özlem Özkılıç – İş Baş Müfettişi, Yazar
•             Pınar Kalay – Vodafone İnsan Kaynakları Direktörü
•             Prof. Dr. Nakiye Boyacıgiller – Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı
•             Prof. Heike Bruch – St. Gallen Üniversitesi Liderlik ve İnsan Kaynakları Yönetimi Enstitüsü Müdürü
•             Ravin Jesuthasan – Towers Watson Yetenek Yönetimi Dünya Lideri
•             Saide Kuzeyli – UNIDA Kurucu Ortağı
•             Saruhan Singen – İZEV Yönetim Kurulu Üyesi
•             Sedef Seçkin Büyük – Gazeteci, Capital Dergisi Genel Yayın Yönetmeni
•             Selen Kocabaş – Turkcell Kurumsal Pazarlama ve Satış Genel Müdür Yardımcısı
•             Semra Akman – Borusan Holding İnsan Kaynakları ve Yalın 6 Sigma Genel Müdür Yardımcısı
•             Serpil Yılmaz – Gazeteci, Habertürk Gazetesi Köşe Yazarı
•             Sevilay Pezek Yangın – Merck Global İnsan Kaynakları EMEA Bölgesi Yetenek ve Gelişim Sorumlusu
•             Sinem Sarıoğlu – Kıdemli Danışman
•             Sylvia De Voge – Hay Group Doğu Avrupa, Güneydoğu Avrupa, Polonya ve Türkiye Genel Müdürü
•             Susan Armstrong – Management Center Europe Kıdemli Danışmanı
•             Tansu Oskay – Psikolojik Danışman, Terapist, Ebeveynlik Uzmanı
•             Temel Aksoy – Strateji, Pazarlama, Marka Danışmanı
•             Thomas Lohmann – Oracle EMEA Bölgesi İK Uygulamaları Direktörü
•             Timuçin Bayraktar – İnovasyon ve Strateji Danışmanı, HumanGroup Danışmanlık
•             Tülin Seçen – Yönetim Danışmanları Derneği Başkanı, CMC Sertifikalı Yönetim Danışmanı
•             Yahya Kemal Kösalı – Kimya Yüksek Mühendisi, İş Güvenliği Uzmanı
•             Yiğit Oğuz Duman – PERYÖN Başkanı

PERYÖN Hakkında

Türkiye İnsan Yönetimi Derneği (PERYÖN) 1971’de kuruldu. Türkiye'de İnsan Yönetimi alanında kurulmuş ilk sivil toplum kuruluşu olan PERYÖN’ün ülke çapında 3 bine yakın üyesi bulunuyor. Üye potansiyeli ile özel sektörde istihdam edilen yaklaşık 2,5 milyon çalışan ve 1147 kuruma ulaşan PERYÖN’ün İstanbul Merkezi’ne bağlı 5 bölgede şubesi yer alıyor. Dernek; istihdama katkı sağlayan, mesleki gelişimi destekleyen platformların oluşturulmasına öncülük ediyor. İş dünyası, kamu, üniversite üçgeninde bağlayıcı, güçlendirici çalışmalar gerçekleştiriyor, mesleki eğitimin yaygınlaşmasına ve istihdamın arttırılmasına katkı sağlıyor. Her sektördeki yöneticiler, İnsan Kaynakları alanında çalışanlar, akademisyenler ve üniversite öğrencileri PERYÖN’e üye olabiliyor.

Detaylı bilgi için www.peryon.org.tr adresini ziyaret edebilirsiniz. 

Kaynak :   Aydan Öz, Mineral Medya

Haftanın Dipnotu : Telafi çalışması uygulaması

Zorunlu bir nedenden dolayı (örnek: makinalarda büyük bir arızanın çıkması gibi) çalışılamayan veya tamamlanamayan 45 saatlik çalışma süresi, zorunlu nedenin ortadan kalması ve işyerinin normal çalışma düzenine geçmesini takip eden 60 gün içinde günlük azami çalışma süresi olan on bir saat sınırları içinde ve günde en fazla üç saati aşmamak kaydıyla telafi çalışması olarak yapılabilinir. Örnek olarak :  Haftada 6 iş günü günde 7,5 saat çalışılan bir işyerinde; günde 1,5 saat (1,5 x 6 = 9 saat), 5 hafta boyunca (9x5=45 saat) telafi çalışması yapılabilinir.

Haftanın Dipnotu : Çocuk ve Genc Isçi Çalıştıramayacak işveren ve işveren vekilleri

Çocuk ve genç yaştaki işçileri;   a) Çocuklara karşı işlenmiş suçlardan hüküm giyen,

b) Yüz kızartıcı suçlardan hüküm giymiş olan,  işveren veya işveren vekilleri çalıştıramazlar.

8 Ekim 2013 Salı

Peryön IK Blog ve Bloggerlarını Seçiyor !


Türkiye'de İnsan Yönetimi alanında kurulmuş ilk sivil toplum kuruluşu olan PERYÖN (Türkiye İnsan Yönetimi Derneği)    bu  yıl bir ilke imza atıyor ve İnsan Kaynakları Blog ve Bloggerlarını seçiyor.
Türkiye de İş Dünyası ve İnsan Kaynakları ile ilgilenen herkes,  oylamaya katılarak,  en sevdiği ve en beğendiği  İnsan Kaynakları bloglarını ve bloggerlarını seçebilecek.

Bu projenin  birçok kişiyi blog yazma konusunda motive edeceği ,IK mesleğini güçlendirerek daha da sevdireceği  ve çok daha güçlü fikir alışverişinde bulunabileceğimiz inancındayım.
Biliyorum ki  her durumda kazanan İK olacak. Bilgi paylaştıkça çoğalır diyerek, IK ya emek veren herkesi kutlarım.

Yarışma hakkında daha ayrıntılı bilgi edinmek için    PERYÖN İK Blog   Ödülleri 2013 ‘e tıklayabilirsiniz.

6 Ekim 2013 Pazar

Dünden Bugüne Perakende - 1



Perakende sektörü ile tanışıklığım  1988 yılına rastlar. Mesleğimiz itibari ile bakarsak  o yıllarda  İnsan Kaynakları Departmanı değil Personel Departmanları vardı.
Türkiye' de tabi ki bugünkü gibi AVM ler olmadığı gibi, çığ gibi artan zincir mağazacılık da henüz yoktu.
1988 yılında insanların bakkal, manav ve kasaptan alışveriş yaptığı bir dönemde İzmir' de 400 m2 büyüklüğünde bir marketin açılması nasıl bir dikkat çeker sanırım tahmin etmişsinizdir. Bugün 12000 m2 lik hipermarketlerde alışveriş yaptığımızı düşündüğümüzde sektörün ne kadar hızla ilerlediğini  bir kez daha hayretle fark edebiliyoruz.

Ferhan Şensoy' un yazıp, aynı zamanda canlandırdığı “Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı” oyunu da yine o dönemlerdeki küçük esnafın yok olmaya başlayacağı düşüncesi ile kaleme alınmış, ekonomik endişeleri de  içeren, bu yönde mesajlar veren bir oyundu.
Perakende sektöründe çalışırken hem sektör çok büyümeye ve gelişmeye başladı ve hem de Personel Departmanı anlayışından İnsan Kaynakları anlayışına geçildiği bir dönemi beraberinde tecrübe etme fırsatını yakaladım.
O dönem aynı zamanda Türkiye de enflasyonist,  paradan para kazanılan bir dönemdi. Bu anlamda  bakıldığında yine üretici firmalardan vadeli alım yapan ve peşin satış yaparak vadeyi  faizde değerlendirebilecek bir sektör olan perakende,  bu açıdan da yıldızlaşan bir sektör durumundaydı.
Dolayısı ile o dönem için perakende,  karlılığı çok iyi bunu da esas faaliyet gelirlerinden ziyade  büyük oranda faiz gelirlerinden elde eden bir sektördü diyebilirim. Dolayısı ile vadeli alıp,  peşin satan bir sektördü.

Gelelim işin İnsan Kaynakları  işleyişine.  O günlerde çalışana yapılan ücret ödemesi piyasa ortamına göre iyi durumda desekte maalesef  Perakende meslek olarak görülmemekteydi. Erkek çalışanlar ya askere gidinceye kadar  ya da iyi bir iş bulana kadar gibi düşüncelerle  işe girer özellikle erkek adaylar evlenme hazırlığında  ise deyim yerindeyse “sağlam” bir işe yerleşme eğiliminde olur, sektöre geçici iş algısı ile bakılırdı. Perakende toplum içinde ev geçindirecek aile reisinin işi olarak tabiri ile kalıcı   bir iş olarak  görülmezdi. Genç kızlar da  evleninceye kadar çalışıp,  evlilik öncesi ceyiz hazırlığı yaparım  düşüncesinde  olurdu.

Her ne kadar esnek çalışma  Türkiye de İş Kanununa 2003 yılında girmişse de,   1990 başlarında 
Perakende sektörü, fast food zincirleri (1990 yılları başında tek bir fast food zinciri vardı)   Part Time çalışma uygulaması ile  sektörde öğrencileri istihdam etmeye başladı. Esnek çalışma sistemi de   (Part Time çalışma, sezonluk işgücü, çağrı üzerine çalışma gibi)  yine  zincir mağazacılık ile çalışma hayatımızda yer bulan ve gelişen kavramlardır.

Bu kez de sektör, öğrencilik hayatında cep harçlığı için çalışıp sonrasında yine “sağlam” bir işe yerleşmek isteyen öğrencileri barındırmaya başladı. 

Aday işgücünün algısı bu yönde olunca  çalışan sirkülasyonunun %80 lerde olması normal karşılanacaktır.

Bu arada sektör o kadar hızla ilerledi ki Türkiye de çığ gibi büyüyen AVM ler, Hipermarketler bir anda insanların neredeyse sosyal hayatının  büyük kısmını geçirdiği ve hatta marketlerin sosyalleşme yeri olarak görüldüğü yerler halini aldı. Bu arada 2000 li yıllarla birlikte İnsan Kaynakları  Departmanları da  şirketlerde aşama aşama performans yönetimi, kariyer yönetimi, yetenek yönetimi gibi kavramlarla çalışana  kurum içi eğitim, kariyer şansını açmaya başladı. Bu da perakende sektöründe çalışanın kendine biraz daha gelecek görmesi,  özellikle de Part Time çalışan öğrencilerin en alt kademeden başlayarak sektörde kendilerini daha üst pozisyonlarda  görmeleri itibari ile sektöre ilgiyi arttırdı. Türkiye de maalesef üretim sektörünün fazla gelişememesi ile birlikte  işsizlik ve bu işsizlik içerisinde perakende istihdam ihtiyacının hızla artmasının "geçici" iş algısını değiştirmedeki rolünü de unutmamak gerek.
Bu arada ülkede enflasyonun tek haneleri rakamlara inmesi,  sektörün faiz gelirlerinden değil faaliyet gelirlerinden kar yapma gerekliliğine  sektörde zincir marketlerin hızla artması rekabeti arttırmaya başladı. Karlılığın azalması da çalışan  ücretlerinin  zaman içerisinde azalma eğilimine girmesine neden oldu.
İşkur da perakendeyi  meslek gruplarının içerisine alarak bu alanda  meslek edindirme projesine dahil ederek destek vermeye başladı.

Bununla birlikte  toplumun AVM leri ya da zincir mağazaları sosyal aktivite yeri olarak görme eğilimi, sektöre olan ilgi ile birlikte  sektör çalışanlarının Bayram dönemlerinde ve  akşam daha geç zaman dilimlerinde çalışmasını gerektirmeye başladı. Bu durumun da  adayları, çalışmak için sektörü daha alt tercihlerine  yerleştirme nedenlerinden sayabilirim.  

Geçtiğimiz günlerde İşkur meslek edinme projesinde çalışan bir arkadaşım  adayların bu eğitimleri tamamlama sonrasında kendilerine gösterilen işlere  yerleşmek istemediklerinden, tercih etmediklerinden  bahsetti. Benim burada genç arkadaşlarımıza bir tavsiyem olacak. Perakende kolay bir sektör değil fakat artık hepimiz biliyoruz ki iş hayatında başarı,  ilişki yönetiminden geçiyor. İlişki yönetimi içinse perakende sektörü benim tavsiye edeceğim, çok önemli bir sektör.

İkili ilişkilerde Hizmet sektörü çok iyi tecrübe kazanabileceğiniz bir alan, perakende de yine tabiriyle çok iyi pişebileceğiniz bir sektör.  Sonuç itibari ile Kariyer yolunuzun perakende ile  buluşmasını  tavsiye ederim.